Serveti Fünun Dönemi Şiir Özellikleri Nelerdir?

2. Abdülhamit zamanında başlayan ve biten Servet Fünun Dönemi Edebiyatı içinde bulunduğu zamanın şartlarından doğrudan etkilenmiş bir dönemdir. Bu sebeple şiir de bu durumdan nasibini almıştır. Bu yazıda Serveti Fünun dönemi şiir özellikleri hakkında bilgiler vereceğiz. Aynı zamanda Tevfik Fikret’e ait olan Yağmur isimli şiiri de örnek olarak paylaşacağız.

Serveti Fünun Dönemi Şiir Özellikleri

Başlıca şairleri Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Hüseyin Siret, Ali Ekrem, Ahmet Hikmet, Celal Sahir, Süleyman Nazif, Hüseyin Suat olan bu dönemde sanat sanat içindir anlayışı hakimdi. Ve sanatçılar şiirlerinde sanat yapmayı temel amaç olarak görmüşlerdi.

Tanzimat Edebiyatından sonra gelen Serveti Fünun dönemindeki şiir özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Sanat sanat içindir anlayışıyla ağır ve ağdalı bir dil kullanılır.
  • Şiirlerde bireysel konular işlenmiştir.
  • Fransız şiirinin sembol yapısını kurmak için alışılmamış bağdaştırmalar kullanırlar. Örneğin; Yasemin kokulu saat, Kaçıncı gece, Dilsiz karanlık, Gece titreyişleri.
  • Kulak için kafiye anlayışı benimsenmiştir.
  • Şiirde musikiye ve şekil kusursuzluğuna önem verilmiştir.
  • Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Ayrıca aruz Türkçeye uydurulmaya çalışılmış, konuşma diline yaklaştırılmıştır.
  • Divan Edebiyatı nazım şekilleri (gazel, kaside, kıt’a, mesnevi, vs.) kullanılmamıştır.
  • Sone ve terzarima gibi Batı’dan alınan nazım şekilleri ilk kez bu dönemde kullanılmıştır.
  • Nazım nesre yaklaştırılmış, manzum hikayeler yazılmıştır. Örneğin Tevfik Fikret’in “Hasta Çocuk”, “Nesrin” ve “Balıkçılar” eserleri günlük hayatta izlenimlerinden esinlenerek oluşturduğu manzum hikayeleridir.
  • Anlam bir dizede tamamlanmayıp diğer dizelere geçer tanımı yapılan anjambman kullanılır. Aşağıdaki örnekte bir anjambmandır.

Sen de gittin; senin de arkandan ağladım,
ağladım, harab oldum.

  • Bu dönemde mensur şiir örnekleri verilmeye başlanmıştır.
  • Şiirde önce parnasizm sonra sembolizm etkisi belirgindir.
  • Sembolizm ve parnasizmin etkisiyle şiire musiki ve ritim girmiştir. Örneğin bu ritme Tevfik Fikret’in Yağmur şiirinde rastlayabiliriz. Şiirde yağmurun musikisi, ritmi ve ahengi hissettirilir.

Yağmur

Küçük, muttarid, muhteriz darbeler 
Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz 
Olur dembedem nevha-ger, nagme-saz 
Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler…

Sokaklarda seylabeler ağlaşır
Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır;

Bulutlar karardıkça zerrata bir 
Ağır, muhtazır dalgalanmak gelir; 

Bürür bir soğuk, gölge etrafı hep, 
Numayan olur gündüzün nısf-ı şeb.

Söner şimdi, manzur olurken demin
Hayulası karşımda bir alemin.

Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere; 
Bakıldıkça vahşet çöker yerlere. 

Geçer boş sokaktan, hayalet gibi,
Şitaban u puşide-ser bir sabi;

O dem leyl-i yadımda, solgun, tebah, 
Surur bir kadın bir rıda-yı siyah

Saçaklarda kuşlar -hazindir bu pek! – 
Susarlar, uzaktan ulur bir köpek.

Öter guş-ı ruhumda boş bir enin, 
Boğuk bir tezad-ı sukun u tanın; 

Küçük, pür heves, gevherin katreler 
Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz 
Olur muttasıl nevha-ger, nağme-saz
Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz 
Küçük, pür heves, gevherin katreler…

Tevfik Fikret

Yazı Önerisi:

Yorum yapın